22 Kasım 2010 Pazartesi

Sadece Futboldan Anlayan, Futboldan da Anlamaz

Böyle bir adam işte Cantona. Futbolu çok da geç sayılmayacak bir yaşta bırakmasının tek nedenini "Şimdiye kadar kendime yetecek kadar çok para kazandım bu işten. Daha fazla kazanmak istemenin mantığını anlayamıyorum." diyerek açıklayan bir adamdan beklenen açıklamalar aslında. Belki Altın Top, Altın Ayakkabı veya Dünyada Yılın Oyuncusu gibi ödüller kazanmadı. Belki Kariyerine büyük kupalar, finaller sığdurmadı. Ama hepsinden önemlisi muhalif bir duruş sergiledi hayata karşı. Futbolu "uyutmak" için değil "uyandırmak" için kullandı her zaman. Tam bir sanat düşkünü oldu hayatı boyunca. Kaç tane futbolcu tanıyorsunuz resim yapıp, fotoğraf çekip sergi açan? Veya kaç tane futbolcu vardır Fassbinder'in, Fellini'nin, Pasolini'nin, Rauschenberg'in, Antonin Artaud'nun adını bilen veya hayatında bir kez dahi duymuş olan? Bizlerin bile bilmiyor olması bir eksiklikken bir futbolcudan beklenenden fazlası bunlar öyle değil mi? Bildiğimiz futbolcu modelleri pahalı arabalara binip, gece kulüplerinde eğlenen ve tam bir pop ikonu haline gelmiş insanlar. Bankalarla olan tek ilişkileri hesaplarına yatırılan paraların miktarını ve akışını kontrol etmek. Peki Cantona'nın ve benzerlerinin -ki başka bir benzerini henüz göremedim- bankalara olan bakış açısı? Buyrun:

“Bugünlerde sokaklara çıkınca ne oluyor ki? Ya da ortalığı yakıp yıkınca? Bu hiçbir şeyin yolu değil. Bence insanlar bankalardan tüm paralarını çekmeli. Ekonomik devrim ancak böyle olabilir. İnsanlar çevrenizde bu kadar mutsuzken siz mutlu olamazsınız. Ama devrim gerçekleştirmek gerçekten çok kolay. Sistemin merkezi bankalarsa o zaman bankalar imha edilmeli. Üç milyon insan doğrudan bankalara gidip ne kadar parası varsa çekmeli. Üç milyon, 10 milyon insan bankaları çökertebilir. İşte gerçek devrim bu. Çok karışık birşey değil bu. Sadece gidip paralarımızı çekeceğiz. Silah yok, kan yok ve buna benzer hiçbir şey yok. Bizi başka şekilde dinleyeceklerini sanmıyorum. Sendikaların da bize zaman zaman akıl vermesi lazım”

4 yorum:

Unknown dedi ki...

abinin tuzu kurumus..zamanında tribundeki taraftara karate yaparken hak hukuk pesinde degildi..ya da İstanbula geldiginde samiyendeki kustah hareketleri hala gozumun onumde..Fransızlar tarihte her daim ve ozellikle gunumuzde "kustahlıkları" ile varlar. Cantonanın bu cagrısı da bunun bir acılımı..biraz ekonomi biliyorsa bu tarz hareketlerin altında kalacak ve acısını cekecek yine mutsuz dedigi ve harekete cagirdigi kitle olacaktir..

Last Son of Krypton dedi ki...

bunu küstahlık olarak yorumlamak yerine bizleri uyandırmak olarak anlamak daha mantıklı bana göre. dünyaya, büyük bankaların ve bu bankalara bağımlı durumda olan büyük küresel şirketlerin hakim olduğunu düşünürsek "bir futbolcu" için fikirleri oldukça mantıklı ve insanları teşvik edici, zihin açıcı. tribündeki taraftara attığı tekmeyi de bizlere anlatıldığı kadar biliyoruz ve cantona'yı FA gibi suçlu buluyoruz çoğunluğumuz. şiddeti savunmayan cantona'yı bile şiddete yöneltecek şeyler söylüyordu o taraftar. biraz empati yapıp kendimizi cantona'nın yerine koysak daha beterini yapardık emin olun. eklemek gerekirse de fransızların "küstahlığı" sadece türklerin bakış açısı. bu önyargılardan kurtulmamız gerektiği kanaatindeyim.

Adsız dedi ki...

7 Aralık'ta Fransa'da bu öneri gerçekleşir mi bilmem ama 31 Aralık'ta biz de kendimize has şekilde tüm kredi kartlarımızı iptal edelim, çünkü bankada parası olan insan sayısının pek fazla olduğunu sanmıyorum. Borcu bir ay ödemeyince üzerimize kabus gibi çöken sisteme karşı kampanya ismi de hazır: 31 Aralık'ta Bankalar Otuzbir Çeksin Kampanyası

Unknown dedi ki...

Zeitgeist'ları seyretmiş biri bilir ki, gerçekten sistemdeki iblisin başı bankacılık sistemidir. O hareketin uyandırmaya çalıştığı bilinçle Eric Cantona'nın söylediği çok farklı değil. Sadece Eric Cantona daha radikal ve marjinal bir öneride bulunuyor. Bu minvalde, ahmet'in söylediği şey de yanlış değil. Çünkü bankacılık sistemi, aslında sistemde var olmayan bir paranın yönetimi üzerine kurulu. Bugün 10 milyon insan aynı anda parasını çekerse, evet, bankacılık sistemi çok ciddi hasara uğrar, ama erken davranıp bankalardan parasını çekemeyen kitle de bütün yatırımını bankacılık sisteminin çökmesiyle birlikte kaybeder...