7 Ocak 2010 Perşembe

Dayanılmaz Zulüm


İbrahim Kutluay, Willie Solomon, Hakan Demirel Fenerbahçe'den; Mehmet Okur, Ermal Kuqo, Kaya Peker, Serkan Erdoğan Türk milli takımından... Nedir bu yetenekli isimlerin en belirgin ortak özelliği? Bogdan Tanjevic'le çalışma "şansı" bulmak elbette. Şansı mı yoksa şanssızlığı mı daha doğru kelime olur peki? Çok farklı fikirler dolanıyor etrafta. Milli takımı bıraksın ama Fenerbahçe'de devam etsin, Fenerbahçe'yi bıraksın ama Milli takımda devam etsin, ikisini de bıraksın ya da ikisine de devam etsin(!)...
Çöküşün başlangıcı geçen yıl Beko Basketbol Ligi Finalinde alınan sonuçtu. Fenerbahçe Ülker için başarısızlık, şampiyon olamamakla eş değer. Aynı şey Efes Pilsen için de geçerli elbette. Ancak Efes Pilsen'de 2007 yılında Fenerbahçe'ye karşı alınan 4-0'lık hezimet hariç hiçbir zaman kaybedilen şampiyonluklardan sonra takımın karaktersiziliği tartışılmamıştı. Fenerbahçe bu karaktersiz oyunu geçen yılki finalden beri oynuyor. Efes'e kaybedildikten sonra Kerem Gönlüm'ün doping skandalının arkasına saklanıldı, tribünlerde çıkan olaylar ön plana çıktı ama basketbol seyircisi zaten Milli takımdan alışık oldukları Tanjevic'in asıl sorumlu olduğunu elbette biliyordu. Ancak Fenerbahçe Spor Kulübünü sadece futboldan ibaret sanan yönetimin gözlerinin basketbol şubesine baktığında köreldiği açık. Dediğim gibi geçen yıl final serisinden beri süre gelen takımın kötü maçlar çıkarması artık Euroleauge'de gün yüzüne çıkmış durumda. Yapılan 9 maçta yalnızca 3 galibiyet aldı Fenerbahçe. Ülker'le birleşildiğinde Aydın Örs'ün en büyük hedefi 2010 yılında Final-Four oynamaktı. 2010 yılındayız. Ne Aydın Örs kaldı ne de Final-Four hayalleri. Hatta net bir geriye gidiş söz konusu. Artık Fenerbahçe Ülker seyircisi de maçlara gitmemeye başladı. Abdi Pekçi dolamadığı için ULEB'den bir daha turnuvaya dahil edilmeyeceği yönünde ciddi bir ikaz almış durumda Fenerbahçe kulübü. Sonuçta Euroleague de ekonomik kaygılar güden bir organizasyon ve zarar etmeyi kimse istemez. Özelikle, Barcelona'dan İstanbul'da alınan 34 sayılık ve bu gece Siena'ya karşı alınan 43 sayılık farklar iyi takımlara karşı alınan mağlubiyetleri değil, oyun içindeki isteksizliği, umursamazlığı, takım içerisinde yardımlaşma olmadığını ortaya çıkarıyor. Bahane olarak sakatlıklar, eksikler gösteriliyor. Solomon'dan sonra(ki gitmesi tamamen Tanjevic'le olan anlaşmazlğından kaynaklanmaktadır. Gitmeden 1 ay öncesine kadar Türk vatandaşı olmayı düşünüp Milli Takımda oynamak istediğini açıklayan adam bir anda apar topar idmandan kaçarcasına ABD'ye uçmuştu) yerine alınan Ukic'in takıma katkı sağlayacağından şüphem yok, tabii o da bir Giricek faciası olmazsa. Artık hala kadro eksikliğinden dem vurmayız umarım. İzleyip göreceğiz takımda olacak değişiklikleri.

Geçen yıl herkes umutlanmıştı belki de Milli Takım, Polonya'da üst üste galibeyetler alınca... Hele ki biri de İspanya'ya karşı olunca. Sular durulmuştu Tanjevic'le ilgili. Ne de olsa o galibiyetleri O almıştı. "Rakipleri çok iyi analiz etti" dendi, "Rotasyonu çok yerinde ve zamanında kullanıyor" dendi. Mağlubiyetler de galibiyetler gibi peş peşe gelince bütün yazılanlar unutuldu. Asıl eleştirmemiz gereken konu belki de bu. Futbolda nasıl "skorboard yorumculuğu" denen bir olgu varsa, basketbolda sıçarmış görünüyor. Tanjevic'in her iki takımın da başında sahaya çıkmasının nedeni aldığı dönemsel galibyetler ve bu galibiyetleri şişiren basın. Garip olan şudur ki Tanjevic, Aydın Örs'ün elinden 2 takım aldı. İlki 2005 yılında Milli takım, 2.si ise 2006 yılında Fenerbahçe. Her iki takımın da gün be gün eridiğini gözlemleyebiliyoruz. Her takımın kötü dönemi olacaktır, her takım maç kaybedecektir üst üste, ancak o takımda oyuncular arasında iletişim, yardımlaşma, istek ve inanç azalmışsa o takım iyi yolda değilidr. Üstüne üstlük takım içerisinde oyuncular koça karşı bazı tutum ve davranışlar benimsemişlerse orda bir kangren mevcut demektir ve o kangren bütün bedene yayılmadan kangrenli yeri vücuttan ayrımak gerekir.(thanks to Fatih Terim:))
Eee ne demiş atalarımız: "Kılavuzu karga olanın burnu Bogdan Tanjevic!"

Hiç yorum yok: