24 Mart 2010 Çarşamba

Alkışlarla Özhan Canaydın


Bugün Fenerbahçe'nin maçı olduğunu son dakikada öğrendiğim için önce biraz ayıpladım kendimi. Tarihte görülmüş şey değil benim bir Fenerbahçe maçını unutmuş olmam. Zaten maçın Fenerbahçe taraftar ortalaması olan 35.000 kişiden çok daha az bir seyirci sayısıyla oynanmasından da belliydi. Kendimi suçladığım oranda popülist basın organlarımızı da suçlamaktayım bu yüzden. Galatasaray'ın Trabzon deplasmanından beri derbi ateşiyle yanıp tutuşuyor gazeteler, televizyonlar. Kimsenin umrunda değil Fenerbahçe'nin haftaiçi 27 yıldır kazanamadığı Türkiye Kupası'nda yarı final maçına çıkacak olması. Türkiye Kupası dedim de... Bundan sonra Kupa maçlarını TRT vermeye devam edecekse şayet ben bütün maçları stadta izlemeye hazırım yağmur da olsa kar da olsa çamur da olsa. Yeterki bütün futbol iştahımı sömüremesin TRT. Bu kadar kötü yorumlar Star'ın Şampiyonlar Ligi ekibinde dahi olamaz. Onlar en azından insanı güldürebiliyorlar gerçi. Hadi yorumları geçtim, stadta kaç tane taraftar "Maç TRT'de izlenir" gibisinden pankart hazırlamışsa TRT'nin onları gösterme mecburiyeti var sanki! Ayrıca madem maç TRT'de izlenir diyorsun, ne işin var stadta be adam! Neyse zaten habercileri ısmarlama soru soruyorlar, kanal olarak başbakan poposunu yalamayı "To Do List"lerinin en başına koymuşlar, maç falan da izlenmez artık. TRT benim için bitmiştir, bir daha da gelmem TRT'ye artık. Manidar oldu.
Maça geri dönelim biz. Zap yaparken maç öncesi yorumlara denk gelerek maç olduğunu öğrenmenin verdiği acının tarifini yapamam. Ne kadar darlayıcı bir maç olduğunu ise hiç anlatamam. Gerçi izlemem gereken yeri büyük bir merakla ve tüylerim diken diken olmuş bir şekilde izlemenin verdiği keyif de büyüktü hani. Malumunuz geçtiğimiz günlerde Galatasaray'ın eski başkanı Özhan Canaydın'ı kaybettik. Yazık oldu. 6-0l'ık maçta Aziz Yıldırım'ı tebrik ederken ve halen binbir güçlükle binbir sıkıntıyla yapımı devam eden Galatasaray'ın yeni stadının projelerini basına açıklarken ki görüntüleriyle anımsıyorum onu daha çok. He bir de Galatasaraylı taraftarların onun hakkında pek de iyi şeyler söylemediği zamanları... Türkiye'de genelde her spor kulübü yönetimlerinin kaderidir bu. Taraftarlarca yuhalanmak, istifaya davet edilmek. Zaman zaman bizler de sesimizi yükseltsek de Aziz Yıldırım yönetimine, acı çekmeyi seven bir yapıda ve faşizan yönetimleri hoş bulan bir zihniyette olduğumuzdan severiz başkanımızı koşulsuz şartsız (!). Beşiktaşlılar için ise duyrum biraz daha anlaşılabilirdir. Onların mentalitesinin tamamen Fenerbahçe taraftarıyla zıt olduğunu varsayıp, zaten her şeye muhalefet her şeye karşı olduklarını söylemek zor olmaz ki zaten kendileri de bunları rahatlıkla dile getiriyorlar. O yüzdendir ki hiç bir yönetimi sevmezler onlar. Onlar için en iyi yönetim yönetimsizlik, anarşizimden ötesi değildir. Severim bu yönlerini.

Gelelim Galatasaray'a... Özhan Canaydın gibi bir adamı (adamı diyorum başkanı değil. Çünkü o, "başkan" sıfatından önce "adam" sıfatını hakediyordu) nasıl olur da sindiremezler. Nasıl olur da son yıllarda tepki gösterdikleri tek yönetim Özhan Canaydın yönetimi olur aklım almıyor doğrusu. Fenerbahçe ve Beşiktaş taraftarlarında mevcut olan karakteristik sitasal anlayış Galatasaray taraftarlarında yok tamam ama bu biraz da saçmalık derecesine geliyor. Daha büyük saçmalık ise meyve veren ağacın değerinin ağaç kesildikten sonra anlaşılır olması. Aslında bu Türk insanının bir niteliği. Barış Manço, Uğur Mumcu, Aziz Nesin, Özhan Canaydın gibi isimlerin en büyük ortak özelliği değerlerinin onlar göçtükten sonra anlaşılması. Bu yazıda ikinci kere değineceğim ama bu popülistlikten başka bir şey değil.

Bu akşam maçta kaçırmak istemediğim tek bir an olduğunu söylemiştim. O an, Şükrü Saraçoğlu'nda Özhan Canaydın için yapılacak olan saygı duruşuydu. Her şeyi bir kenara bırakırsak sonuçta o da bir Galatasaray Başkanı'ydı. Fenerbahçe taraftarlarınca sonsuz eksi 1 kere sevilmeyecek adam sıfatını taşıyordu. Sonsuz eksi 2 de Galatasaray kaptanıdır zaten. Hakemin saygı duruşu için çaldığı düdükten sonra Türkiye'de aklıma getiremeyeceğim şey oldu işte. Belki biraz popülistlikten belki de ölüye saygıdan ama neticede bir Galatasaray Başkanı için yapılan saygı duruşunu Fenerbahçe taraftarları ayakta alkışladılar uzun uzun. Hani bahsediyoruz ya sahalarda görmek istediğimiz hareketler diye... İşte bu hareket tam da o hareket! Bu tip olgunlukları çok değil, bir kaç stadta görsek bir kaç jest görsek, çok tartışılan o Türk futbolunun marka değeri tavan yapacaktır. Fenerbahçe'nin 12 numarasına sonsuz teşekkürü herkesin borç bilmesini de dilerim. Umarım bu sadece bir başlangıç olur ve bu tip durumlarla sık sık karşılaşırız. Maçla ilgili de diyecek pek bir şey yok, zaten diyecek tek şeyi de söyledik. Son olarak, huzur içinde uyu Özhan Canaydın...

Hiç yorum yok: