30 Mart 2010 Salı

Sarı Melekler ve Boş Tribünler


Bir takım düşününki ligde oynadığı 22 maçta hiç yenilgi yüzü görmemiş ve normal sezonu namağlup lider tamamlamış. Bir takım düşününki bayan voleybolunun kulüpler bazında en büyük kupası olan İndesit Şampiyonlar Ligi'nde final-four'a rakiplerini eze eze yükselmiş. Bir takım düşününki kadrosunda bulundurduğu oyuncuları Avrupa'nın hatta Dünya'nın en önemli oyuncuları. Ve bir takım düşününki Avrupa Kupası maçında az seyirciye oynadığı için 3000 € ceza yesin. Evet, bugün Fenerbahçe Bayan Voleybol Takımı nam-ı diğer Sarı Melekler, Avrupa Voleybol Federasyonu (CEV) tarafından play-off müsabakalarından herhangi birinde 800'ün altında seyricinin tribünlerde olması nedeniyle bu ağır ve utanç verici cezaya çarptırıldı.
Utanç verici demek biraz abes kalıyor elbette. Sonuçta yaşadığımız ülkenin ilgi alanlarını da göz önünde bulundurmalıyız. Yine de başta saydığım özelliklerde bir takımın böylesine az seyirci karşısında oynamasını özellikle de bir Avrupa Kupası mücadelesi olmasına rağmen tribünlerin dolmamsına akıl vermek mümkün değil. Fenerbahçe Acıbdaem takımı (ülkemizde daha iyi anlaşılabilir olması nedeniyle böyle bir örnekleme kullanacağım) şu an için futbolun Barcelona'sı tadında. Böylesi büyük ve Türk voleybol tarihinin en önemli takımı haline gelmiş bir ekibi yerinde izlememek spora ihanetten başka birşey de değildir aslında. Şimdi soracaksınız. Sen gidip izledin de millete bok mu atıyorsun diye. Asıl değinmek istediğim konu da bu zaten. Tamam, ülkemizde futbol haricinde pek fazla spora ilgi gösterilmiyor. Basketbol dahi dönemsel takip ediliyor. Hidio'ya Memo'ya teşkkürlerimizi de sunarız ayrıca. Ancak günümüzde reklamın, görsel tanıtımların insanların ilgi alanlarının oluşumunda yeri büyük. Kaç tane televiyon kanalında veya gazetede Fenerbahçe Acıbadem'in maçlarının günü ve saati belirtiliyor? Final Four'a kalamayacak olsa kiminle oynadığını, maçın sonucunu dahi bilemeyecektik. Dün oynan derbi maçı 2 hafta öncesnden konuşulmaya başlandı ki haftaiçinde Fenerbahçe'nin kupa maçını dahi unutturdu. Bu maça verilen önemin dörtte birinin basketbol, voleybol gibi diğer spor branşlarına da verilmesi bu gibi utanç verici durumların oluşmasını engelleyecektir diye düşünüyorum. Belirtmeden de geçmeyelim, Fenerbahçe Ülker basketbol takımı da Fenerbahçe Acıbadem'in düştüğü duruma düşmekten Euroleague'den elenmesi sebebiyle yırtmıştı. Gruplardaki birkaç maçında ULEB'in belirttiği seyirci sayısının altında oynaması sonucu ihtar almış eğer bir üst gruba yükselirse ve bu durum devam ederse cezai uygulamayla karşı karşıya kalacağı belirtilmişti. Akıllara gelen ilk soru Fenerbahçe Spo Kulübü'nün bir "spor" kulübü mü yoksa bir "futbol" kulubü mü olduğudur. Futbol takımının Turkcell Süper Ligi'nin en yüksek seyirci ortalmasına sahip olmasıyla Amatör Branşlar olarak son derece çirkin telaffuz edilen diğer branşlarda bu tip durumlara düşmesi son derece şaşırtıcı açıkçası.

İnsanların ilgi alanı, basının dikkat çekmesi gibi nedenlerin hemen ardından üçüncü sıraya koyabileceğimiz diğer bir neden ise salonların yetersizliğidir hiç şüphesiz. CEV'in koyduğu kurala göre play-off maçları 800 seyircinin altında bir sayıyla oynanırsa ev sahibi ekibe para cezası verilmesi söz konusu. Fenerbahçe Acıbadem - Metal Galati maçını sadece 560 kişi salondan takip etmiş. 700 - 750 kişi de kalsak gam yemeyeceğim yine. 560! Onların çoğunun da Fenerbahçe'nin alt yapı oyuncuları veya takımdaki oyuncuların eş ve dostları olması kuvvetle muhtemel. Yaptığım küçük bir araştırma sonucunda da maçın bilet fiyatlarının yalnızca 5 TL olduğunu belirtmek isterim. Sigraya verilen paradan 1.5 TL daha az yani. Neyse, biz salonların yetersizliğine geri dönelim. 560 kişi, o salonun yarısının dolu olduğu anlamına geliyor. Burhan Felek... Kapasite: 1160... Amerika Birleşik Devletleri'nde bir Kolej ligi olan NCVA'da seyirci ortalaması ise 6.000. Sadece Kolej maçlarından bahsediyoruz. Avrupa'da CEV'in paylaştığı rakamlara göre İndesit Şampiyonlar Ligi'ni ortalama 5.500 kişi izliyor. Bizim salonumuzun kapasitesini tekrar hatırlatalım: 1160. Sadece bu rakamlar bile çok fazla yorum gerektirmiyor aslında bu konu için. Aslına bakarsak yetkililer de farkında bu sayıların. Bu nedenledir ki Burhan Felek'e gittiğinizde görürsünüz, tribünlerin alt kısımlarına seyirci resimleri koymuşlar. Kapasitenin az olduğunu belli etmemek için olsa gerek ama nafile. Gerçi 560 kişinin izlediği bir maçı normal olarak da nitelendirebiliriz ülkemizde. Ne de olsa yarı yarıya doldurmuşlar salonu. Teşekkürler Türk sporseverler, teşekkürler popülist basın, teşekkürler muhteşem spor yöneticilerimiz, teşekkürler Gençlik ve Spor İl Müdürlükleri...

Hiç yorum yok: