22 Aralık 2009 Salı

Halloween 2


Bu adam korku filmi yapmıyor! Yapamıyor değil. Beceremediğini kastetmiyorum yani. Bu adamın yaptığı çok başka bir şey. Önce House of 1000 Corpses'ta izledik Rob Zombie'nin yeteneklerini. Daha sonra The Devil's Rejects'le devam etti -ki benim, sinema dünyasında adını ilk duyuşum olmuştu.2005'te Halloween'in yeniden çekileceğini duyduğumda hayal kırıklığına uğradığımı itiraf etmem gerekir: "bir efsaneyi daha mı berbat edeceksiniz be arkadaş!"... Hatta yönetmenin Uwe Boll olacağını falan düşünmüştüm. E ne de olsa bir filmi batırmak için en doğru isim korku ustası(!) Boll'dur. Gün geçtikçe ekibin belli olmasıyla umudumun da arttığını söylemeleiyim. Rob Zombie The Devil's Rejects'ten sonra yeniden yönetmen koltuğuna geçecekti çünkü. Bunu duyduğumda ilk 2 filmini tekrar izlemiştim arka arkaya, gerçekten ne anlatmak derdinde olduğunu anlayabilmek için.

Dün gece de Halloween 2'yi seyrettim. Artık tamamiyle söyleyebilirim bunu: Rob Zombie tam bir "dram" yönetmeni! Çektiği 2 Halloween filminde, daha öncesinde çekilen ve Mihcael Myers'ı efsane mertebesine ulaştıran 8 filmden farklı olarak Myers'ın bakışından izliyoruz olanları. Bu adamın niye saf katil olduğunu, niye öldürme ihtiyacında olduğunu, yaşadıklarına gösterdiği veya göstereceği reaksiyonları anlayabiliyoruz. Daha önce bu tip bir "slasher" filmi/filmleri izlemedik. Bunu bu şekilde bize yansıtabilen insan da Rob Zombie'den başkası olamazdı zaten.

Gelelim Halloween 2'nin inceliklerine, özelliklerine. Rob Zombie'nin daha önceki 3 filmini izleyenler çıplaklık ve cinsellik temasını ne kadar sık kullandığını farketmişlerdir. Filmimizde bu temalar şaşılacak kadar minimum seviyede tutulmuş. Rob Zombie'nin gittiği bir diğer değişiklik ise, daha önce çektiği 3 filmin kemik kadrosunu oluşturan birkaç ismi bu filmde kullanmayışı. Ama gözlerim Sid Haig'i aramadı değil hani. Stiptiz barının Frankenstein kılığındaki sahibi çok yakışabilirdi. maalesef programının yoğunluğundan ötürü kabul edememiş teklifi. Ama yönetmenimizin eşi Sheri Moon Zombie her zamanki gibi yine kilit rol oynuyor. Ve yine her Rob Zombie filminde olduğu gibi metal müzik ve simgeleri ön planda. Ne demişler? Can çıkar huy çıkmaz! Filmin süprizi ise Al "Weird" Yankovich'in küçük de olsa bir rolü olması. Filmi, yaptığı kötü espirilerle yumuşatıyor. Rob Zombie, bunlarla beraber Halloween filmlerinin klişelerinin biraz dışına çıkmış görünüyor. Bilen bilir, Michael Myers'ın en büyük özelliği hiç konuşmaması. Final sahnesinde 1 kelime de olsa konuşuyor katilimiz. Ayrıca yüzünü hiç görmeyiz ilk 8 filmde. Ancak Rob Zombie' bu klişenin de dışına çıkarak bizlere ailemizin katilinin yüzünü sık sık gösteriyor. Bu durum zaten Myers'ın saf katil olarak değil aynı zamanda etten kemikten (ne kadar doğru bilinmez) bir insan olduğunu anlamamızı amaçlayan bir çeşit "gizli reklam".

Son olarak, Halloween serisinin 3. bir filmle devam edeceğini ancak yönetmen koltuğunda Rob Zombie yerine Patrick Lussier'i (My Bloody Valentine, Dracula 2000'in yönetmeni ve 98 yapımı Halloween H20'nin editörü) görecek olmamızı söyleyelim. Michael Myers'tan ve Halloween'den yeniden soğumaya başladım işte şimdi...

Hiç yorum yok: